No products in the cart.
Bir ağacın altında oturuyordum, elimde bir tüy yumağı… İri göğsümü kaşıyıp elimdekileri rüzgara savurdum. Kara ellerim şimdi boştu. incirler ile doldurdum onları, sonra midemi. Birdenbire bana benzeyen ama aynı zamanda bana benzediği için utandığım bir başkası çıkageldi. Onu yedim utancımla birlikte. İşte o an içim yaşamla doldu. Doldu dolmasına ama ölüm de geldi onunla birlikte. Ölümü attım karanlığa yaşam kalsın diye. Sonra tüylerimi götürdü karanlık. Ve yakalamak için yaşamı yeniden yedim hiç durmadan kendime benzeyen herşeyi. Onu yakalamak için karşısına geçtim ve daha dik durdum. Şimdi ölümün olduğu yerde ben duruyorum. Bir ağaç yok artık altında oturacak ama yiyecek çok insan daha.